İnsanların dişleri de vucüdümuzdaki diğer organlar gibi zamanla yaşlanmakta veya hastalıklardan etkilenerek hasar görmektedir. Kişilerin yaşlarının ilerlemesiyle beraber dişlerde kırık, çatlak renk değiştirmeler, kötü alışkanlıklara bağlı olarak aşınmalar ve diş eti hastalıklarından dolayı farklı derecelerde sallanmalar ile karşılaşılmaktadır. Aynı zamanda kaza ve çürüklerde, dişlerde madde kaybına yol açmakta ve bu tür hastalıklarda dişler klasik dolgular ile restore edilememektedir. Bu gibi durumlarda dişlerin tedavisinde kayıp dokularını restore etmek için yapılan restorasyonlara porselen kaplamalar denilmektedir.

Bu kaplamalar uzun yıllardır klasik metal destekli estetik olarak yapılmakta iken günmüzde hastaların artan estetik beklentileri dolayısıyla ilerleyen teknolojiler sayesinde zirkonyum ve e-max porselen tiplerine yerini bırakmaya başlamıştır. Klasik kaplamaların aksine bu malzemelerin ışık geçirgenliği doğal dişlere daha yakın olduğu için daha doğal bir estetik görüntü elde edilmesini sağlamaktadır. Aynı zamanda klasik metal destekli porselen kaplamalar gibi zamanla dişeti renklenmelerine neden olması ve alerjik reaksiyonların önüne geçilmiştir.